Taahhüd edilen sermaye aynı sermaye ile de ödenebilmelidir

Bilindiği gibi  Yeni TTK’nın 344’üncü maddesi pay bedellerinden nakdi sermayenin ödenmesini düzenlemektedir.

Madde hükmüne göre, nakden taahhüt edilen payların itibarî değerlerinin en az yüzde 25’i tescilden önce, gerisi de şirketin tescilini izleyen 24 ay içinde ödenir. Payların çıkarma primlerinin tamamı tescilden önce ödenir.
Örneğin bir anonim şirketin kurucuları kuruluşta sermayenin 10.000.000.-TL olmasına karar vermişler ve bu tutarın %25’i olan tutarı (2.500.000.-TL) nakden ödemişlerdir. Geriye kalan tutar ise 7.500.000.-TL’dir. Ortaklar 24 ay içinde kalan bu 7.500.000.-TL’lik tutarı nakden değil de aynen ödemek isterlerse ödeyebilecekler midir?
344’üncü maddenin başlığı nakdi sermayedir ve kanun koyucu bu madde ile “nakden taahhüt edilen payların…” diyerek  ödenmemiş sermayenin de nakden ödenmesi gerektiğini söylüyor gibi algılanabilmektedir. Nitekim ticaret sicilleri de bunu bu şekilde algılamaktadır. Ancak peşinen söyleyelim ki bu yorum kanunun ruhuna uygun olsa bile kanaatimce hatalı bir yaklaşımdır. Eğer ki, ortak sermaye taahhüdünü aynen yerine getirmek istiyor ise  yerine getirebilmelidir. Amaç taahhüd edilen sermayenin şirkete konulması ve şirketin özvarlığının güçlendirilmesidir.
TTK’nın 342’nci maddesi ayni sermayeyi ve 343’üncü maddesi de ayni sermayeye değer biçmeyi düzenlemektedir. 342’nci maddeye göre “üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş  alacaklar sermaye olamaz.”
343’üncü maddeye göre de, “konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara,   şirket   merkezinin   bulunacağı   yerdeki   asliye   ticaret mahkemesince  atanan bilirkişilerce değer biçilir. Değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğu; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin ve 342 nci maddeye uygunluğunun belirlendiği, tahsil edilebilirlikleri ile tam değerleri; ayni olarak konulan her varlık karşılığında tahsis edilmesi gereken pay miktarı ile Türk Lirası karşılığı, tatmin edici gerekçelerle ve hesap verme ilkesinin icaplarına göre açıklanır. Bu rapora kurucular ve menfaat sahipleri itiraz edebilir. Mahkemenin onayladığı bilirkişi kararı kesindir.”
Diğer önemli bir mesele ise, bir şirket ortağı  peşin ödemesi gereken sermaye taahhüdünün örneğin bir miktarını aynen ve bir miktarını da nakden ödemek istemesi durumunda (yukarıdaki örneğimizde 2.500.000.-TL’nin örneğin 1.000.000.-TL’sinin nakden 1.500.000.-TL’sinin aynen ödenmek istenmesi gibi) bunun mümkün olup olmayacağıdır. Kanunda buna ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle de ticaret sicilleri mutlaka sorun çıkartacaktır.
Konu bu haliyle de çözümsüz değildir, ancak daha fazla karar almak gerekecektir, daha fazla işlem yapmak gerekecektir ve daha fazla süreye ihtiyaç olacaktır.
Yukarıdaki örneğimizde sermayemiz 10.000.000.-TL olarak öngörülmüştü. Bunun bir kısmını ayni sermaye koymak isteyenler öncelikle daha az koyabilecekleri kadar nakdi sermaye koyacaklardır ve daha sonra ayni sermaye artırımı yoluyla sermayelerini artırabileceklerdir.
Sonuç olarak şirket ortakları sermaye taahhüdlerini ya da peşin koymaları gereken sermayelerini isterlerse ayni olarak koyabilmelidir. Ancak kanunun bu haliyle buna siciller itiraz ettiğinden ayrı ayrı işlem yapmak gerekecektir.
Ekrem Öncü

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir